İncilde Hz.Peygamber’in müjdesi.
Hristiyan ve Yahudilerin kutsal kitaplarında Efendimiz (asm)’ın haber verildiği ayetleri kitaplarından çıkarmaları, Kur’an’da şöyle anlatılır:
“Kitabı elleriyle yazanların vay haline, onlar kitabı elleriyle yazarlar da, o yazdıkları şeyi az bir para karşılığında satmak için ‘Bu Allah’ın katındandır’ derler. Elleriyle yazdıklarından ötürü vay onların haline, yine kazandıklarından ötürü vay onların haline.”(Bakara, 2/79)
“Ey Kitap ehli! Kitaptan gizlediğinizin birçok bölümünü size açıklayan ve birçoğunu açıklamadan geçiveren elçimiz size geldi! Gerçekten size Allah’tan bir ışık ve apaçık bir kitap geldi.”(Maide, 5/15)
İncilde bahsedilen kısımlar:
1. Hz. İsa dedi; “Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi tutun. Ben de Rab’den dileyeceğim ve O size başka bir Faraklit verecektir; ta ki, daima sizinle beraber olsun.” (Yuhanna, Bâb 14, Âyet: 15-16)
2. Hz. İsa dedi;“Benim adımla Rabbin göndereceği Faraklit size her şeyi öğretecek ve size söylediğim her şeyi hatırınıza getirecektir.” (Yuhanna, Bâb 14, Âyet: 26)
3. Hz. İsa dedi; “Faraklit geldiği zaman iman edesiniz diye, gelmeden önce size şimdi söyledim.”(Yuhanna, Bâb 14, Âyet: 29)
4. Hz. İsa dedi; “Rab’den size göndereceğim Faraklit geldiği zaman, O benim hakkımda tanıklık edecektir…”(Yuhanna, Bâb 15, Âyet: 26)
5. Hz. İsa dedi; “Ama size gerçeği söylüyorum, benim gitmem sizin için yararlıdır. Çünkü gitmezsem, Faraklit gelmez… Ama gidersem onu size gönderirim.” (Yuhanna, Bâb 16, Âyet: 7)
6. Hz. İsa dedi; “…Ama Faraklit gelince sizi tüm gerçeğe yöneltecektir. Çünkü kendiliğinden konuşmayacaktır. Ne işitirse onu söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir.” (Yuhanna, Bâb 16, Âyet: 13)
7. Hz. İsa dedi; “…O Faraklit beni yüceltecek, çünkü benimkinden alacak ve size bildirecek.” (Yuhanna, Bâb 16, Âyet: 14)
İncil’in yukarıdaki ifadelerinde Hz. İsa (as) tarafından gelmesi müjdelenen ve “Faraklit” olarak geçen kelimenin aslı; Süryanice’de “Münhamenna“ Yunanca’da “Piriklitos”tur. Bu kelimenin birebir Arapça karşılığı ise “Ahmed”dir.
İncil ayetlerinde Grekçe Priklitos yani “Ahmed” ifadesi bazı kaynaklarda “Briklitüs” olarak geçmektedir. “Ahmed”, Efendimiz (asm)’in bir ismi olduğu gibi, Kur’ân-ı Kerim’de de, O’nun İncil’de“Ahmed” olarak geçtiği açıkça ifade edilmektedir. (bk. Saff, 61/6)
8. Hz. İsa dedi; “Size gerçeği söylüyorum; benim gidişim size faydalıdır. Zira ben gitmezsem, tesellici size gelmez.”(Yuhanna Bab 16, ayet 7)
Acaba, şu âleme gelen ve insanlara hakiki teselli veren Hz. Muhammed (asm)’dan başka kim vardır. Evet, O’dur, fani insanları ölümün ebedi idamından kurtarıp hakiki teselli veren.
9. Hz. İsa dedi; “Artık sizinle konuşmayacağım: Çünkü bu dünyanın reisi geliyor ve bende onun hiçbir şeyi yoktur.”(Yuhanna, Bâb 14, Âyet: 30)
10. Hz. İsa dedi;“… ve O geldiği zaman günah, salâh ve hüküm için dünyayı ilzâm edecektir.”(Yuhanna, Bâb 16, Âyet: 8)
11.“Yahya’nın tanıklığı şöyle oldu; açıkça konuştu, inkâr etmedi: “Ben Mesih değilim” diye açıkça konuştu. Onlar da kendisine: “Öyleyse sen kimsin? Sen İlyas mısın?” diye sordular: O da “Değilim” dedi. “Sen O Peygamber misin?” dediler. Yahya: “Hayır” diye cevap verdi…” (Yuhanna Bab 1, Ayet: 20-21)
12.“Yalancı Peygamberlerden sakının. Onlar size koyun postu içinde yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır… Onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız. Hiç dikenlerden üzüm, deve dikenlerinden incir toplanır mı? Her iyi ağaç iyi ürün verir. Çürük ağaç ise kötü ürün verir… İyi ağaç kötü ürün vermediği gibi, çürük ağaç da iyi ürün vermez… İyi ürün vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır… Böylece sahte peygamberleri meyvelerinden tanıyacaksınız.”(İncil-Matta Bab 7, Ayet: 15-20)
13. Hz. İsa (as) Kudüs’e gelir. Her gün dersler vermeye başlar. Fakat ileri gelenler, kahinler ve din bilginleri onu yok etmek isterler. İsa (as) onlara şu mesajı verir:
“Eğer bu hakikatlere iman etmezseniz, Allah bunlara inanıp yaşayacak sizden başka bir kavme ihsan edecek…”
Bağ Kiracıları Benzetmesi (Matta Bab 21, Ayet 33-46; Markos Bab 12, Ayet 1-12; Luka Bab 20, Ayet 9-19)
“Bir benzetme daha dinleyin: Toprak sahibi bir adam, bağ dikti, çevresini çitle çevirdi, üzüm sıkma çukuru kazdı, bir de bekçi kulesi yaptı. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıktı. Bağbozumu yaklaşınca, üründen kendisine düşeni almaları için kölelerini bağcılara yolladı. Bağcılar adamın kölelerini yakaladı, birini dövdü, birini öldürdü, ötekini de taşladı. Bağ sahibi bu kez ilkinden daha çok sayıda köle yolladı. Bağcılar bunlara da aynı şeyi yaptılar. Sonunda bağ sahibi, ‘Oğlumu sayarlar.’ diyerek bağcılara onu yolladı. Ama bağcılar adamın oğlunu görünce birbirlerine, ‘Mirasçı bu; gelin, onu öldürüp mirasına konalım.’ dediler. Böylece onu yakaladılar, bağdan atıp öldürdüler. Bu durumda bağın sahibi geldiği zaman bağcılara ne yapacak?..”
İsa’ya şu karşılığı verdiler:
“Bu korkunç adamları korkunç bir şekilde yok edecek; bağı da, ürününü kendisine zamanında verecek olan başka bağcılara kiralayacak…”
İsa onlara şunu sordu:
“Kutsal Yazılarda şu sözleri hiç okumadınız mı? ‘Yapıcıların reddettiği taş, işte köşenin baş taşı oldu. Rabbin işidir bu, gözümüzde harika bir iş!’ Bu nedenle size şunu söyleyeyim, Tanrı’nın egemenliği sizden alınacak ve bunun ürünlerini yetiştiren bir ulusa verilecek. Bu taşın üzerine düşen, paramparça olacak; taş da kimin üzerine düşerse, onu ezip toz edecek.”(Matta Bab 21, Ayet 43)
Baş kâhinler ve Ferisiler, İsa (as)’ın anlattığı benzetmeleri duyunca bunları kendileri için söylediğini anladılar.
O’nu tutuklamak istedilerse de, halkın tepkisinden korktular. Çünkü halk, O’nu peygamber sayıyordu.”
“…Bu nedenle size şunu söyleyeyim, Tanrı’nın egemenliği sizden alınacak ve bunun ürünlerini yetiştiren bir ulusa verilecek…”
İşte bu cümlelerde geçen “taş” şüphesiz Peygamber Efendimiz (asm) olup, Allah’ın mülkünün verileceği vaat edilenler de İslam ümmetidir… Hristiyan bilginlerinin “taşı” Hz. İsa (as)’ın kendisine yormağa yeltenmeleri de şu yönlerden boşunadır:
a. Bu taşla kastedilen zatın -haşa- Allah’ın oğlu olduğunu iddia ettikleri Hz. İsa (as)’dan başka olacağı, sözün gelişinden kesin olarak anlaşılır.
b. Onların iddialarına göre Hz. İsa (as), Yahudilerin ellerinde öldürülmüştür. Bu durumda taşın üstüne düşenlerin parçalanması ve altında kalanların ezilip helak olması nerde kalmış diye sorulmaz mı?
c. Hz. İsa (as) Yuhanna İncili Bab12, Ayet 47’de;“Ve bir adam sözlerimi işitip tutmazsa ona ben hükmetmem; çünkü bu dünyaya hükmetmeye gelmedim; ancak dünyayı kurtarmaya geldim…” demiştir. Bu ise “taş” olma vasfına kesin olarak zıttır. Çünkü İncil ayetinin ifadesine göre: taş; kimin üstüne düşerse onu ezip toz edecek ve taşın üstüne düşenler de paramparça olacaktır.
ç. Zebur’da o taşın baş köşe olmasına şaşıldığı: “…ve o gözlerimizde şaşılacak iştir.” cümlesiyle ifade edilmiştir. Hristiyanların iddia ettiklerine göre; Hz. Davud (as), Hz. İsa (as)’ı o kadar sayardı ki onun -hâşâ- Allah olduğuna inanacak dereceye varırdı. Bu halde Hz. İsa (as)’ın başköşe olmasına şaşmasını gerektirecek ne olabilir? Demek bu, Hz. İsa (as)’dan başka birisi olmalı ve onun peygamber olması şaşılacak bir şey olmalıdır. Bu ise şudur: İsrailoğullarının Hz. Hacer’den doğmamaları ve bu soydan gelmemeleri sebebiyle İsmailoğullarını kendilerine denk tutmaması ve esasen o zamanlarda İsmail (as) soyundan hiç bir peygamber gelmemiş olması, oldukça şaşkınlık sebebi olabilir.
d. Doğruluk ve emniyeti kesin delillerle sabit olan Hz. Peygamberimiz (asm)’in şu hadisi, o taşın bizzat kendisi olduğunu bildirmiştir:
“Benimle peygamberlerin temsili bir köşke benzer ki; çok güzel yapılmış, fakat bir tuğlası bırakılmıştır. Köşke bakanlar güzelliğine hayret ediyorlar, ancak bu tuğlanın yerini boş buluyorlar. İşte o köşk benimle tamamlanıyor, peygamberlik benimle sona eriyor.”
Tevrat’taki kısımlar:
1-Hz. İsmail’in Neslinden Gelecek:
Tevrat’ın âyeti:…”Hazret-i İsmail’in annesi olan Hacer, evlâd sahibesi olacak ve onun evlâdından (İsmail as’ın neslinden) öyle birisi çıkacak ki, o çocuğun eli, herkesin üzerinde olacak ve umumun eli huşu’ ve itaatle ona açılacak.”
Tevrat’ın âyeti: “İsrail (Yakub) oğullarının kardeşleri olan İsmail oğullarından senin gibi birini göndereceğim. Ben sözümü onun ağzına koyacağım, benim vahyimle konuşacak. Onu kabul etmeyene azab vereceğim.”
2-Hicaz’da Dünyaya Gelecek:
Tevrat’ın Beşinci Kitabının Otuzüçüncü Babında şu âyet var: “Hak Teâlâ, Tur-i Sina’dan ikbal edip (yönelip) bize Sâîr’den tulû’ etti (doğdu) ve Fâran Dağlarında zahir oldu (göründü).” …İttifakla Hicaz Dağları’ndan ibaret olan Fâran Dağları’ndan zuhur-u Hak fıkrasıyla, açıkça Ahmed (asm)’ın peygamberliğini haber veriyor.
Hem Tevrat’ta, Nebiyy-ül Harem (Mekke Medine Peygamberi) manasında “Hımyata” ismiyle geçer.
3-İsmi Muhammed Ahmed Mustafa Olacak:
Hem peygamberlerin kitaplarında, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Muhammed, Ahmed, Muhtar (Mustafa-seçilmiş) manasında Süryanî ve İbranî isimleri var. İşte Hazret-i Şuayb’ın suhufunda ismi, Muhammed (övülmüş) manasında “Müşeffah”tır.
Hem Tevrat’ta yine Muhammed manasında “Münhamenna”,
Zebur’da “El-Muhtar (Mustafa-seçilmiş)” ismiyle isimlenmiştir.
Hem Suhuf-u İbrahim ve Tevrat’ta “Mazmaz”dır.
Hem Tevrat’ta “Ahyed”dir. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm demiş: (Benim ismim Kur’an’da Muhammed, İncil’de Ahmed, Tevrat’ta Ahyed’dir) buyurmuştur.
4-Son Peygamber Olacak:
Tevrat’ta (son peygamber manasında) “El-Hâtem-ül Hâtem”dir. (Bir ismi, Hâtemü’l-Enbiya’dır)
5-İnsanlara Sünneti Öğretecek:
Hem Tevrat’ta ve Zebur’da “Mukîm-üs Sünnet (sünneti koyan)’dır.
6-Âlemin Reisi Olacak:
Türkçe Yuhanna İncili’nin Ondördüncü Bab ve otuzuncu âyeti şudur: “Artık sizinle çok söyleşmem, zira bu âlemin reisi geliyor. Ve bende, onun nesnesi aslâ yoktur!” İşte “Âlemin Reisi” tabiri, “Fahr-i Âlem” demektir. Fahr-i Âlem ünvanı ise, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm’ın en meşhur ünvanıdır.
7-İnsanlara Teselli Verecektir:
Yine İncil-i Yuhanna, Onaltıncı Bab ve yedinci âyeti şudur: “Amma ben, size hakkı söylüyorum. Benim gittiğim, size faidelidir. Zira ben gitmeyince, tesellici size gelmez.” İşte bakınız! Reis-i Âlem ve insanlara hakikî teselli veren, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm’dan başka kimdir? Evet Fahr-i Âlem odur ve fâni insanları ebedî yokluktan kurtarıp teselli veren odur.
8-Dünyaya Hâkim Olup Islah Edecektir:
Hem İncil-i Yuhanna, Onaltıncı Bab, sekizinci âyeti: “O dahi geldikte; dünyayı günaha dair, salaha dair ve hükme dair ilzam edecektir.” İşte dünyanın fesadını salaha çeviren ve günahlardan ve şirkten kurtaran ve dünya siyaset ve hakimiyetini değiştiren Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm’dan başka kim gelmiş?
9-Hakk İle Batılı Ayıracaktır:
İncil’in âyeti:…”Ben Rabbimden; hakkı bâtıldan ayırdeden bir peygamberi istiyorum ki, ebede kadar beraberinizde bulunsun.” Faraklit, hakla batılın arasını ayıran manasında Peygamber’in o kitablarda ismidir.
10-Kılıçla Cihad Edecektir:
Hem İncil’de, Peygamberin isimlerinden, “Sahib-ül Kadîbi ve-l Herave” yani kılıç ve asâ sahibi.” Evet kılıç sahibi peygamberler içinde en büyüğü; ümmetiyle cihada emredilen, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’dır.
11-Sarıklı Olacaktır:
Yine İncil’de “Sahib-üt Tâc”dır. Evet “Tac sahibi” ünvanı, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’a mahsustur. Tâc, imame yani sarık demektir. Eski zamanda milletler içinde, milletçe umumiyet itibariyle sarık ve agel saran, Arabdır Kavmidir . İncil’de “Sahib-üt Tâc”, kat’î olarak “Resul-i Ekrem” (Aleyhissalâtü Vesselâm) demektir. (19. Mektub, Mucizat-ı Ahmediye Risalesi)