Sehiv secdesi nedir?
Sehiv Secdesinin Hükmü. Belirtilen sebepler bulunduğunda sehiv secdesi yapmak Hanefî mezhebine göre vâcip, Şâfiî ve Mâlikî mezheplerine göre sünnettir; ancak bazı Mâlikîler namazda eksiklik hallerinde sehiv secdesi yapmanın vâcip olduğu kanaatindedir. Hanbelî mezhebinde sehiv secdesinin vâcip olduğu görüşü tercih edilmekle birlikte sünnet ve bazı durumlarda mubah olduğuna dair görüşler de bulunmaktadır. Hanefî mezhebinde, cuma ve bayram namazlarında cemaatin çok kalabalık olması ve sehiv secdesi yapmanın karışıklığa meydan verme ihtimalinin bulunması durumunda bu secdenin terkedilmesi câiz hatta evlâ görülmüştür. Bir namazda sehiv secdesini gerektiren durumlar birden fazla olursa hepsi için bir defa sehiv secdesi yapmak yeterlidir.
Sehiv Secdesinin Namazdaki Yeri ve Şekli. Sehiv secdesi Hanefî mezhebine göre selâmdan sonra, Şâfiî mezhebine göre selâmdan önce, Mâlikîler’de namazdaki bir eksiklik sebebiyle ise selâmdan önce, fazlalık sebebiyle ise selâmdan sonra, hem eksiklik hem fazlalık sebebiyle ise selâmdan önce yapılır; Hanbelîler’e göre selâmdan önce veya sonra yapılabilir. Hanefîler’e göre sehiv secdesinin yapılışı şöyledir: Namazın sonundaki oturuşta Tahiyyat ve Salli-Bârik duaları okunduktan sonra iki tarafa selâm verilir, sonra arka arkaya bilinen şekliyle iki defa secde yapılır, oturulup Tahiyyat duası okunur, ardından iki tarafa selâm verilerek namazdan çıkılır. Sağ tarafa selâm verildikten sonra hemen sehiv secdesi yapılması ve Salli-Bârik dualarının sehiv secdesinden sonraki oturuşta okunması yönünde de görüşler vardır; bu ikinci uygulama özellikle cemaatle kılınan namazda imam için daha uygun bulunmuştur. Cemaatle namazda imam sehiv secdesini gerektiren bir yanlışlık yaparsa onunla birlikte cemaat de bu secdeleri yapar; imama uyanın yaptığı yanlışlıklardan dolayı sehiv secdesi gerekmez. Birinci rek‘attan sonra imama uyan kimse (mesbûk) hangi rek‘ata yetişmiş olursa olsun imamla birlikte sehiv secdesini yapar; imamın sehiv secdesini gerektirecek yanlışı yaptığı sırada mesbûkun ona uymuş olup olmaması önemli değildir. Eğer kaçırdığı rek‘atları tek başına kılarken sehiv secdesini gerektiren bir yanlışlık yaparsa mesbûkun ayrıca bu secdeleri yerine getirmesi gerekir. Son dönemde sehiv secdesi hakkında yapılan çalışmalardan bazıları şunlardır: M. Sâlih el-Useymîn (bk. bibl.); Âdil Reşâd Guneym, Delîlü’l-muṣallî fî muʿâleceti aḫṭâʾi’s-sehv fi’ṣ-ṣalât (baskı yeri yok, 1406/1986); Abdullah b. Muhammed b. Ahmed et-Tayyâr, Sücûdü’s-sehv fî ḍavʾi’l-Kitâb ve’s-Sünneti’l-muṭahhara (Riyad 1416/1996); İbrâhim Abdülazîz Bedevî, Sebebü sücûdi’s-sehv ve maḥallühû fi’ṣ-ṣalât (Kahire 1998).